Hüseyin Hakkı Kahveci Kimdir?

Hüseyin Hakkı Kahveci Kimdir?

Söz konusu vatan olunca, onu dinlerken, bazen pişman, bazen iyimser düşünceler içinde zihinde çembere aldığımız duygu geçişleri, artıları ve eksileri görmek için en ideal sentez oluyor. Aralardaki geçişler ve farklı sonuçlar zihnin çalışma prensibine katkı sunarken, haliyle ülkenin gidişatı, zamanın kıymetini daha çok ortaya çıkarıyor. Ve ülkesini seven her birey için, şu bahar günleri adeta patlama anı oluyor. Tıpkı kendini kışın öldüren ağaçların baharda çiçek açması gibi. Geçmişteki pişmanlıkları iyimser düşüncelerinize ekleyip, ben de ülkem için ne yapabilirim diyorsunuz çünkü... Çünkü, zaman daralıyor.

Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci

Hayat düzeninde birşeyler ters gitmesi normaldir ve düzelmesi için beklentide kalabilir insan, ancak herşey ters gidiyorsa, herşeyde aksaklık varsa, daha kötüsünün yaşanmaması düşünülemez. Böyle anlarda etrafınıza bakarsınız, bir yol ararsınız kim mücadele veriyor diye... Ve yol sizi Atabey19 Gençlik Kültür Ocaklarına çıkarır.

Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci, elini taşın altına koymuş, gayretlerini kendi cebinden giderleri karşılamakla göstermiştir. 40'tan fazla şehirde binlerce kilometre yolu olumsuz manzarayı anlatmak pahasına katetmiş, teşkilatlanmış, insanları silkelemeye ve uyandırmaya çabalamıştır. Peki, Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci kimdir? Bize ne anlatıyor?

Twitter 

Hüseyin Hakkı Kahveci (Gazeteci yazar, stratejist, analist, turizmci, yönetici.) 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul`da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara`da tamamladı. 1989 yılında devlet burslu öğrencisi olarak Pakistan – Karaçi Üniversitesinde Sind Medical College de Tıp eğimine başlayarak, 1996 yılında Tıp eğitimi sonrasında ABD Kaliforniya Eyaleti CSU Business College`de işletme eğitimi almış olup, 2001 yılında Master derecesi ile mezun olmuştur. Doktora çalışmaları Stratejik ve uluslararası ilişkiler üzerine devam etmektedir. Hüseyin Hakkı Kahveci, öğrencilik yıllarından itibaren profesyonel yönetici olarak sırasıyla Karaduman Dış Tic. A.Ş Genel Müd. Yard, Diana Tatil Köyü Genel Müdürlüğü, Far Travel, Rustikal Travel, The Exquisite Group A gurubu seyahat acentelerinde Genel Müdür olarak görev yaptı. Sonrasında Belant Deluxe Hotel ****,Anatolia Beach Hotel Kemer ****, Özkaymak Holding Alaaddin Otel *****, Jasmine Group Antemis Otel **** işletmelerinde Gurup Otel Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 

 Airport Tv ekranlarında otuz beş bölüm yetmiş saat olarak yayınlanan Turizme Dair Tv programını hazırlayıp sundu. Ulusal yayın ağına dahil Anayurt gazetesi, Dünya gazetesi ve Yeniçağ medya gurubu Günboyu gazetelerinde köşe yazarı olarak toplam bin beş yüz köşe yazısı yayımlandı. 

 Azerbeycan`da Agsaray Deluxe Hotel & SPA *****, Naturland Altıağaç Tatil köyü ve Imperial Mount Resort otellerinden oluşan otellerin hizmete açılması ve yönetilmesinde CEO olarak görev aldı . Uluslararası profesyonel Türk Ceo`lar listesinde yerini almıştır. 2006 yılı WRC Rally of Kemer (Dünya Ralli Şampiyonası) Organizasyonunda Head Quarter iki .. 2009 yılı Dubai-Lübnan ortak yapımı Survivor organizasyonu Head Quarter bir … 2015 yılı First European Games – Azerbaijan Organizasyonu, Mingeçevir kürek yarışları, Otel operasyonlarını bizzat yönetmiştir. 

Destek Yayınları Sipariş 

 Hüseyin Hakkı Kahveci, 2013 yılı Turizm endüstrisi profesyonel yönetici ödülü ve Yurtdışı Yatedo top 100 profesyonel ödüllerinin yanında Tüketici akademisi ödülü, Yılın Tv Turizm program ödüllerini çalışma hayatı yıllarında aldı. Ulusal medyada otuz dokuz köşe yazısı ile Türkiye gündemini yarattı. Turizme Yön Verenler konferansları ile on iki üniversitede konferanslar verdi. Tur-Yön konferansları onursal başkanlığına halen devam etmektedir. 

2006 ve 2010 yıllarında hazırlamış olduğu iki adet Terör ve Turizm raporu halen güncelliğini korumakta olup, Terör ve Turizm üzerine kayıtlara geçmiş akademik başka rapor bulunmamaktadır. Terör ve Turizm raporları Türk üniversitelerinde bu alanda Doktora tezlerine ( Üç adet ) konu olmuş; Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan tez makalelerinde kaynak olarak atıfta bulunulmuştur.

 Çalışma hayatı süresi içerisinde gazetecilik ve köşe yazarlığını hiç bırakmadı. Politik Strateji ve ekonomi üzerine köşe yazarlığına K2 Medya gurubunda parlamentohaber.com genel yayın yönetmeni olarak devam etmektedir. 

 Hüseyin Hakkı Kahveci, ANSAV (Anadolu Stratejik Araştırmalar Vakfı ) yönetim kurulu üyesi olup politika ekseni strateji araştırmaları merkezi başkanlığı görevlerine halen devam etmektedir. Politik Strateji, İstihbarat analiz alanında, Araştırmacı Gazetecilik üzerine ulusal bazda yayımlanmış beş adet kitabın yazarıdır. Genel yayın yönetmenliğini yaptığı ATAM TV internet kanalında haftada bir ”Ufuk Ötesi” adlı programı hazırlayarak sunmakta olup; yazmış olduğu kitapların orijinal baskıları ABD üniversitelerinde yardımcı ders kitabı olarak kullanılmaktadır. Kitapları master, doktora tezlerinde kaynak kitap olarak ABD üniversite kütüphanelerinde resmi olarak yer almaktadır. Kitap yazarlığına devam eden Hüseyin Hakkı Kahveci, 2017 yılının çok okunan kitapları listesinde üst sıralarda yerini almıştır. 

Çok iyi derecede İngilizce, İyi derecede Urduca, İyi derecede Azeri Türkçesi, Orta derece Arapça ve Rusça bilmektedir. 

 Türk televizyonlarında dört yüz saate yakın Politik Strateji konusunda canlı yayın konuğu olmuştur. Partisiz Atatürk ve ATA TÜRK siyasetinin doktriner yazarı ve ideoloğudur. Hüseyin Hakkı Kahveci, FIJ ( Federation International Journalist) Uluslararası Gazeteciler Federasyonu – Uluslararası Profesyonel Gazeteci Basın kartı; European News Agency (Avrupa Haber Ajansı) Büyükelçi unvanlı International Passport of the Press (Uluslararası Basın Pasaportu) sahibi olup; Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, TÜRSAB (Türkiye Seyehat Acenteleri Birliği ), Antalya Ticaret Odası üyesi olup, serbest (Freelance) gazeteciliğe ulusal ve uluslararası alanda devam etmektedir. 

 ESERLERİ: 

Yüzyılın Hilesi Sandıktaki Hülle (2014), 

Yeşil Hücreler (2014), 

Uğur Mumcu’dan Sonra Rabıta (2017), 

Atatürk’ün Yasaklanan Kitabı (2017), 

Atatürk ve Cumhuriyete Kuşatma (2018) 

Mühürlü Vagon (2018) 

Trafodaki Kedi Sandıktaki Hile (2019) 

Atatürk’ten Son Emir (2019) 

Atatürk'tün Katilleri (2020)

Asil Kan (2021)

Uyanış (2022)

Sır Muhafızı Barış Manço (2022)

Demokrasi Yalanları ve Seçimler (2023)

Atatürk Diriliyor (2023)

2024 Cumhuriyet Takvimi (2024)

Antika Kitap İncelemeye Ne Dersiniz: Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ

Antika Kitap İncelemeye Ne Dersiniz: Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ

Gelin, beraber bir antika kitap inceleyelim. Farklı bir kitap olması için, hem bize ait bir eser seçimine gittik hem de tarihe yine farklı bir koldan bakalım diye Osmanlı mutfağını sizlere anlatalım dedik. Bu vesile ile 1400'l yılların ilk yarısına uzanan bir yolculuğa sizlerle beraber gidelim istedik. Evet, Osmanlı mutfağının konu edildiği Tercüme-i Kenzü'l İştiha olduka dikkat eken bir eser. İçeriğinde elbette yalnızca yemek tarifleri yok, gıdaların besin değerleri o günün koşullarına göre okuyucu ile buluşmakta. Hatta yemeklerin klikleri de anlatılıyor kitaplarda. Günümüz ile tek farkı pişirme yöntemi diyebiliriz. Bugün evlerimizde fırın ve gaz ateşli ocaklar bulunurken, o dönemlerde açık alanda odun ateşinin kullanılmasıdır. Tabi, siz dilerseniz bu olanağı da hayata geçirebilirsiniz. Zaten yemeğe lezzet verdiğini asla inkar etmiyoruz.

Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ 15. Yüzyıl Osmanlı mutfağını konu alan, kapsamlı bir yemek kitabı.
1000'den fazla yemek tarifini içeren bu kitaba bakıldığında unutulmuş yüzlerce yemek olduğunu da görüyoruz. Bazı yemeklerin günümüzde biraz yapım aşamasında değişikliğe uğradığını da yine bu kitabı okuduğunuzda görecek, kıyaslayacak ve benzerliklerine şaşacaksınız.

Dönemin beslenme alışkanlığını çıplak bir şekilde lanse eden kitap, dönemin mutfak geleneklerine ve sofra adabına da değiniyor elbette. Misal vermek gerekirse, o dönemlerde olan bir alışkanlıktır yemeğin piştikten sonra dinlenme veya demlenme denilen süreci beklemek. Piştikten sonra bekleyen yemeğin lezzetinin daha yoğun olduğunu vurgulyor kitap.

Sadece tencere yemekleri değil, örneğin baharatlarla çeşitlendirilmiş yemek tariflerinin yanı sıra, Ramazan sofralarına çeşitlilik kazandıran yemekleri anlatırken, ayrıca padişahlar için özel yapım yemekleri de bize tanıtıyor.

Kitapta dikkat çeken başka bir husus ise yemeklerin sunumu ve süslemesi. O zamanlarda yemeğin yalnızca mideyi doyurmak olmadığı göze de hitap etmesi gerektiğini ayrı bir dikkat istiyormuş. Aynı titizlik sofra yerleşmesinede gösteriliyormuş.

Kitabın içeriği bu şekilde, ancak kendisinden de bahsetmemek olmaz; kitap 15. yüzyıl Osmanlı Türkesi ile yazılmış, Arapça ve Farsça kelime ve deyimler kitabın ağır bir usluba taşınmasına vesile olmuş. Kitabın Türkçe'ye çevrilmesi de aynı yüzyıl içinde gerekleşirken, Türkçe ilk basımı ise 1844 yılında ancak gerçekleşmiş.

Kitabın yazarı, Muhammed bin Mahmud Şirvani, 2 Murad dönemi hekimlerinden. 2 Murad hakkında övgü dolu sözleri olduğu gibi, kendi döneminde önemli şahıslara hitaben kitaplarında onlara ithaf pek çok yazısı bulunur. Son eseri olan Mürşid kitabı, Fatih Sultan Mehmet dönemine denk gelir, ancak Fatih hakkında bir sözü yoktur, buradan anlaşılacağı gibi, kitabı yazarken Bursa'da olması, ölümünü 1420 ile 1430 yılları arasında varsayıma açar.

Bir dini, onbir tıp alanında kitap yazan Şirvani, eserlerinde dört Arapça diğerlerinde Türkçe'yi terccih etmiştir.

Tekrar Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ kitabına dönecek olursak, çeşitli kütüphanelerde nüshalarına rastlamak mümkün. Hatta günümüz dilinde çevirisi de mevcuttur. Bu kitabın gastronomi ve yemek tarihi araştırmalarında kaynak olarak ele alındığını da belirtmek gerek.

Diyebilirsiniz ki; yemek kitabı olması nedeniyle tarifler içermesi normal, pişirme tekniklerini anlatması da normal, hatta püf noktalar vermesini de anlarım, fakat besin değerlerinden bir hekim olarak bahsetmesi, konuyu açması başka bir şey. Bu kitap, işte tam bu sebeple onu aynı zamanda bir sözlük olarak ele almamıza da olanak sağlıyor.

1844 Yılında Türkçe basımı gerçekleşen kitabın günümüze ulaşmasında emek sahibi olan isimlerden biri Ahmed Cavid, İran ve Türk mutfağının yakınlaşma sürecini bu kitabı kaynak göstererek işaret eder. Kendi kitabında Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ kitabını kaynak gören Cavid, Şirvani ile aynı çizgide gitmiş, dönemini tarihin ilerleyen yıllarına anlatmıştır. Gıda fiyatlarından bahsetmiştir örneğin, tulum peynirinin İstanbul ile tanışmasını Mengenden uzanan bir yolculuğa bağlar veya. Burçaktan ekmek yapan Türkleri anlatır misal ya da karnıyarık peltesinin öksürüğe iyi geldiğini anlatır.

Etiketler: Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ, Muhammed bin Mahmud Şirvani, Yemek Kitabı, Osmanlı Mutfağı, Tavsiye Eski Kitaplar,

19 Mart 2024 / https://eski-kitap-al.blogspot.com/

"De niz" De'yi ayrı yazdım. Dahi anlamına gelsin diye...

"De niz" De'yi ayrı yazdım. Dahi anlamına gelsin diye...

"Her sandalye bir olaydır," der Liebzig. Milyonlarca yıl öncesinden gelen maden filizinden çivi ve belki yüzlerce yıl önce tahta olacağını bilen bir tohum, bir gün buluşur ve bir ustanın elinde sandalyeye dönüşür. Tanrı, böyle yazmıştır. Hatta; kimin ne zaman, ne kadar o sandalyede oturacağı ta en baştan bir yerlerde kayıt altındadır. O nedenle olmasını dilediklerimizi değil, olanları yaşarız. O nedenle istediğimiz kişiler değil, iyi ya da kötü ihtiyacımız olan kişiler etrafımızda olur. Bu kötü kişiler tanrının bize bir dersidir. 

Kaderi saptırmak isteyen, kaderi kendi menfaatine çevirmek isteyen kötü kişiler  ise, olacakları en fazla geciktirir. Güçleri o kadardır, sonuçta yine tanrının çizdiği kader devreye girer ve o çivi ile o tahta buluşur, misafirlerini bekler.

...

Hiç birini daha önce tanıdığınızı hissettiğiniz oldu mu? Üstelik sadece gözlerini görerek? Tam insan içine çıkmaya karar verdiğiniz o kendini yeniden keşfetme aralığında...

 . 

Ve bir kapının gerisinden gözgöze gelmekle başladı benim şu an anafor içinde olmama sebep o tılsımlı an.

Gözlerden önce ruhlar tanıştı veya tanışmıştı sanki. Öyle bir hisse boğuldum o gün. Ve o günden bugüne hiç bir kimse ve hiç bir şey onun kadar canımı yakmadı, her gün ama her gün en az bir kere boğuldum sayesinde.

Adını sonra öğrendim tabi. İşte o günden sonra her gün belki de, ne zaman kapıdan çıkıp gitse, hep anında hasreti içeri girdi. O günden sonra, aslında her dakika hasretin kendisiydi. Tuhaf şeyler yaşattı hayat bana o günden sonra. Hayatın kendisi tuhaftı ya zaten; sen daha ne gördün ki der gibiydi... 

Pek çok şeyin idrakine geç kalınca insan, aklının tek şeyle meşgul olduğunu kabul edemiyor ve doğal olarak  bu aşamada olmasına imkan verilmemiş bir aşk gözüyle bakınca, insan o hengamede daha çok bocalıyor. Keşke kader başka çizilseydi diyor. Diyor demesine de biliyor ki, bu öyle çok can yakıcı bir durum ki, artan acılar nedeniyle ekseri tek taraflı kalması ve yaşanmasını çok mantıklı bulmaya başlıyor bir süre sonra insan. En azından acı çeken sayısında önemli bir kazanç var diyorum, kendi acılarımı kendim çoğaltarak ben de.

Yine de tek taraflı olunca, tek taraftan bakınca her ayrıntı başka okunuyor, ama idrak zamandan daha çok çalıyor. Artık her karşılaşma vakitsiz, her uzaklaşma sevmek suç değil mantığıyla devirdaim yapıyor. Zaman boşa akıp gidiyor yani. Mecburi uzaktan sevmek, böyle bir hengame nihayetinde.

Başka açıdan bakınca; bir insanın hayatına dahil olmak bu kadar kolaymış, bu aynı zamanda o kişinin hayatını mahvetmek için yeterli bir adımmış diyorsun.Tabi, niyet bu ise. Oysa her seven fedakardır, sevdiği, değer verdiği biri için onun menfaatine direnç gösterir. Kendini durdurur... "Sevmek" dersin, onu elde etmekse, bu kendi nefsinin menfaatidir, asla sevmek tanımını içermez, kendini seviyordur aslında. Oysa; sevmek, karşındakinin menfaatini düşünmektir. 

Varsın, böyle geçsin günler, şunun şurasında kaç gün daha buradayım ki dedim hep. Bu fikrim hep yüreğime baskın geldi. Sınırlı sayıda olan günler bitene kadar bir melek olur en azından etrafımda diye düşünüyordum. Zaten; melek gören, cenneti görmüş demekti. Bu bile yeterdi bana. 

Etiketler; Sizden Gelenler,

Aile Danışmalık, Grup Psikolojisi Kitapları

Aile Danışmalık, Grup Psikolojisi Kitapları

Aile danışmanlık hizmeti ve grup psikolojisi katkısının günlük hayatımızda her an davranışlarımızı ve iletişim ağımızı nasıl ele almamıza yardımcı materyal olduğunun kanıtıdır. Günlük hayatımızın vazgeilmezleri arasında diyebiliriz artık, çünkü içinde bulunduğumuz zaman dilimi davranışların aynı zamanda kontrolü demektir. Sağğlıklı ilişkiler kurmak her geçen gün biraz daha zor olmaya başlamadı mı sizce? Bu konuda biraz araştırma yapmak ise kitap seçimi ile başlar. Psikoloji, Beni Böyle Sev, Danışmalık, Sigmund Freud, Eğitim, Sosyoloji, Sağlık,Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi, Esra Nuray Sezer, Aile, 

Aile Danışmalık, Eğitim, Sosyoloji, Grup Psikolojisi Kitapları

Beni Böyle Sev, Esra Nuray Sezer,  Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi - Group Psychology and the Analysis of the Ego, Sigmund Freud

 

Aile İçi Huzur İçin "Beni Böyle Sev" 

Beni Böyle Sev, Esra Nuray Sezer; otobiyografik kitaplar, anlatılmak istenileni somutlaştırma konusunda önümüzde hazır beklerken, yardımcı ders kitabı niteliğinde pek çok eksiğin hemen kavranması anlamında katkıyı büyük oranda yerine getirmektedir. Beni Böyle Sev kitabı ise, otobiyografik eser olmasa da, aile hayatının içsel duruşunu dış kaynaklardan edinilmiş destekle sağlamlaştırmayı hedeflemektedir.

Kitapta anlatılan yalın bir biçimde -evlilik- genelinin sevgi, sadakat, saygı, sabır kavramları içinde yoğurulmasıdır. Bu aslında bireylerden istenilen en zor şeydir. Ortada hasarlar söz konusudur. Kitabımızda da bu kavramlar ve sonuçların kişiler üzerinde değişik etkileri anlatılmaktadır. 

Ayrıca, Beni Böyle Sev’i okudukça eş ilişkileri dışında aile içi geleneğe bağlı çocuk yetiştirmekte zorluk çeken ebeveynlere de kaynak sunulduğunu görebilirsiniz. 

Esra Nuray Sezer, iyi bir eş olma ve iyi bir çocuk yetiştirme kalıplarını okuyucuya deneyimleri ile aktarmaktadır. Kendi deneyimlerimizdeki aksaklık ya da eksiklikler tahmin ediyoruz ki, bu kitapla kapatılabilinir. Aile hayatı titizliği konusunda ülkemizde yetersizlik, dünya geneli ile paralel gitmektedir. 

Sağlıklı birey sağlıklı topluma gider, sözü ne kadar doğru ise, Esra Nuray Sezer, bu kitap harici; Bir Genç Kız yetişiyor, Genç Kızlara Özel, Bizi Bırakma Anne, Ah Şu Eşler gibi benzeri kitapları ile de okuyucuya aynı çizgide yön veren çalışmalarını sunmaktadır. 

Aile ve aile şuuru günümüzde önceliği ilk sıraya alınmış bir kavram olmaktadır. Bunda temel neden ise yapı taşlarında hafif oynamalardır. Yapı bozukluğuna sebep olmadan alınacak önlemler elbette mevcuttur, bu mevcut önlemleri başucu kitabınız olacağına inandığımız, Beni Böyle Sev ile yeniden sentezleyeceksiniz.

Aile,Sosyoloji,Psikoloji,Eğitim, Danışmalık, Sağlık, Beni Böyle Sev Kitabı, Esra Nuray Sezer,

   

Beni Böyle Sev, Esra Nuray Sezer ★★★☆ (3,5)

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan Beni Böyle Sev’e Övgü

Beni Böyle Sev’i değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; Saygı, Sabır, Sevgi ve Sadakat yani 4S kuralını bu başucu kitabında gördüğünü ifade ediyor. Esra Nuray Sezer'i bu güzel kitap çalışması için tebrik eden Nevzat Tarhan, yaşananlar üzerinden olayların ve fikirlerin konuşulduğuna dair düşüncelerini de dile getiriyor, diyor. Çocuğu kendi aile değerlerine uygun yetiştirmekte zorlanan ebeveynler için faydalı kaynak bir kitap olacağını da söylüyor.

  

Sade anlatımla okuyucuya sunulan kitap, karton kapaklı, 96 sayfa ve Annelik-Babalık-Aile üzerine ana temaya sahip.

Beni Böyle Sev Kitap Yorumu

Çocuk evreleri düşünülerek yazılmış olan Beni Böyle Sev, anne ve babalık görevlerini bir kere daha hatırlatıyor. Kalıplar, özendirmeler, yanlış davranışlar, cezalar ve ödüller hakkında değerli bir kaynak eser olan kitap, çocuğu az hasarla veya hasarsız yetiştirme notları almamıza olanak sağlıyor. Kitap, evlilik saygı, sabır, sevgi ve sadakat dörtgeninde merkeze çocuğu da işliyor. Sade anlatımı esas almış Beni Böyle Sev kitabı, Esra Nuray Sezer irdelemesi  ile zevkle okunur nitelik kazanmış. Biz katkısı nedeni ile kitabı  beğendik. Size de önerimizdir.

Esra Nuray Sezer hakkında

Kahramanmaraş Ekinözü 1961 doğumlu olan Esra Nuray Sezer, ilk yazısı yerel bir gazetede yayınlandı. Köprü isimli dergide kadınlara hitap eden yazılarla yola devam diye Esra Nuray Sezer diğer kitapları; Bir Genç Kız Yetişiyor, Yol Arkadaşım, Genç Kızlara Özel, Ah Şu Eşler, Bizi Bırakma Anne, Aile Okulu, Evim Eşim ve Kedim, Kadın Olmak Zor ve Ulla Nasıl Müslüman Oldu. 

Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi, Sigmund Freud

 Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi - Group Psychology and the Analysis of the Ego

Grubun oluşmasında temel neden ardından gelme dürtüsüdür. Karakter, eylem, meslek, fikir, zeka, kariyer ve hayat tarzlarının farklı olmasının bir önemi olmadığı gibi, ortak bir nedene sarılma güdüsü grup içinde iken düşünce ve hislerin bireyin yalnızken düşünce ve hislerinden farklı olduğuna gösterir. Grup dışında aktif olmayan düşünce ve hislerin grup içinde bağ oluşturması, bireyin benzeri olmayan bir yapıda kendini görmesini sağlar. Bir araya gelen vücut, yeni hücreler keşfeder böylece. Kişide yeni özelliklerin doğmasına aracı olur.

Kişinin;  Anadolu deyimi ile "İs yanına var, is kok. Mis yanına var mis kok." sözünün harekete geçirilmiş ve sonuç almaya müsait ortamın hazırlığı olan grup psikolojisi, bireyin etkilere açıklığını bizlere yansıtırken, kitle coşkusu ile edinimden hem kendisi için hem de grubun kendince avantajlar görmesine vesile olur.

Kitle hareketlerinde denge önemlidir. İlk başlarda grubun etkisi ile karşı gruba hafif kalan antipatinin giderek nefrete dönüşmesi her zaman olası olabilir. Kuvvetli uyarıcıların devreye girdiği bu dönemde doğru-yanlış eğilimlerden uzak otoritenin yönlendirdiği yöne hoşgörüsüz bakış kaçınılmaz olabilir.

Bireysel düşüncenin grup içinde destek alması, bireysel düşüncenin grupta beslenmesi veya artı fikir kazanması veya bireyin kendini grupta tamamlayıcı girmesi de grup etkileşimlerinin olumlu ya da olumsuz yönde ilerlemesine zemin hazırlar. Diğer yandan grubun farklı görüşü zaman içinde bireyin dirayet gücü ile de sınanabilir. Etkileşim devreye girer. Etkileşimin artmasındaki somut görüntü bireyin grup aktivitelerine katılım sıklığı ile paraleldir. Tabi grupla bağdaşır noktalar barındırmayan bireylerin de katılımı her zaman gözlemlenebilir.

Gruptan kopma veya grubun dağılması ekseri olarak lider değişimi ile gerçekleşir. Grup içinde grup olmak, gruba sonradan dahil olan farklı ses olmak soruların artması demektir. Grup yönergelerinde genel hava bireylere görev verilme sorumluluğu ile bireyi onore etme anahtarı olarak kullanılır bazı durumlarda. Kimi zaman grup ömrünü uzatma da başarı getirse de, kimi zaman kabul görmeyen adım olarakta değerlendirilir.

Psikanalizin Kurucusu Sigmund Freud Ne Demiş?

Kitle hareketlerinde psikolojiyi tanımlayan Freud, kişilerin grupla bağlarını hipnotik olarak değerlendirir kısaca. İkiye ayırmayı da ihmal etmez; moda olan ve köklü olan gruplar diye.

Grup analizinde ayrıca libidinal yani gayret artıran grup bağlarından da bahseder.

Kitap bizlere; bilinç, bilinçaltı, ego, libido, çatışma, liderlik, tabu ve diğer etkenler hakkında ışık tutuyor. Vicdanın özü, komun halde yaşayan insan için sosyal anksiyeteden doğuyorsa, o zaman kitle ruhunu çocuklara veya ilkel insanlara benzeten Freudun bu kitabını okumanızı tavsiye ederiz.

Grup hareketleri, grup davranışları, grup ilişkileri ve kademeleri için ideal seçenek olan ve ayı zamanda başucu  bir  kitap arıyorsanız, Freud esintileri ile buluşma zamanıdır. "Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi" kitabı tavsiyemizdir.

Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi ikinci el  eski kitap, Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi  Sigmund Freud Kitabı,  Grup Psikolojisi ve Egonun Analizi, Psikoloji Kitapları,

Tavsiye Kitap; Felsefenin Arka Merdiveni, Wilhelm Weischedel

 

Felsefe yalnızca ilgi alanı değil, aynı zamanda hayatın içinde yer edinmiştir. Genel olarak içinde kaybolacaginiz bir ağ oluşturmuştur. Bu nedenle bazen daha anlaşılır olması gerektiğini düşünenler elbette oldu. İşte bu eksiğinize Wilhelm Weischedel yetişiyor. Bilgince yazılmış otuz dört makalesi ile sizlere felsefenin arka kapısından alıyor, merdiven basamaklarını teker teker kareliyor. Akıl hocalığına dönüşmeden aktaran bir kitapla Thals'ten başlayan bir serüvene sürüklüyor. Bu kitap sanatın tüm araçlarıyla anlatım başarısı göstermiştir. Kitap tam bir arka merdiven gibi cilt cilt kitaplar yerine yanınızda taşıyabileceğiniz sunuşa hazır getirilmiştir.

Neden Mustafa Kemal? Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar

Neden Mustafa Kemal? Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar

Atatürk hakkında ne kadar bilgi birikimi olsa da onun hakkında eksiklerimiz muhakkak vardır. Farklı üç kitap ile bu konuya değindik bugün. Bir yandan neden Mustafa Kemal sorusunun cevabını arıyor, diğer yandan usta gazeteci ve  yazar Nezihe Araz ile yaşanmış bin günün notlarını okuyoruz. Umarız, beğenirsiniz.

Neden Mustafa Kemal? Sevim Hamdi Alp. Bir milletin, bir ulusun makus talihini değiştiren, bir millete taze kan olan Mustafa Kemal’i bir de Sevim Hamdi Alp kaleminden okumak ve anlamak gerekir. 

Sevim Hamdi Alp, kadın gözüyle anlatmaya giriştiği Mustafa Kemal’i yine kendi gözünden okuyucuya aktarırken “Neden” sorusunu sorma gereği duymaktadır. Neden Mustafa Kemal? Atatürk kitapları okumalıdır, özellikle farklı açıdan olanları. Bu sebeple önemlidir Mustafa Kemal ve Atatürk farkı. Anlamaya değer bir çaba olacak bu kitap, bu nedenle.

İçimizdeki Sorgu “Neden Mustafa Kemal?” 

Atatürk olmadan önceki aynı kişiyi Mustafa Kemal olarak ele almak, sentezlemek, kendi görüşünü, birikimini, araştırmasını yapmak ve okuyucuya yeni fırından çıkmış ekmek gibi sunmaktır asıl amaç. Özellikle bunları yaparken, bugüne kadar yazılmış Mustafa Kemal eserlerinden farklı bir yere gelmesini sağlamak, üzerine teoremler üretmek, yazım dili geliştirmek ve sayamadığımız pek çok özelliği bir arada toplamak hepsi ama hepsi bu büyük önder için değildir ona göre. Mustafa Kemal’in buna ihtiyacı yoktur, ihtiyacı olanlar dışarıdadır, içimizdedir der Sevim Hamdi Alp ve okuyucuların bunu bilmesini ister.

Sevim Hamdi Alp, kitabın öznesine "soru" yerleştirmeye çalışmıştır. “ Ama akabinde açıklamada da bulunur; Neden Mustafa Kemal?” bir soru değildir yalnızca, içinde biraz da neden sahiplenmiyoruz sorusunun da kıyası yapılmaktadır, der. Çünkü; Fransızlar ne pahasına olursa olsun Napolyon’u bir Fransız olarak yere göğe sığdıramaz. Amerika ne ise, Washington o dur Amerikalılar için. Çinliler için de Mao. Peki, Atatürk?

Atatürk olmasa bile Mustafa Kemal neden başka yere kaydırılmaya çalışılıyor? Bize bu soruyu sorduran nedir? Bir eksiklik mi var, veya hata? Kitap, içinizde bu mevzu hakkında birikmiş sorulara bir kaynak oluşturmaktadır.

 Neden Mustafa Kemal? Sevim Hamdi Alp 

Atatürk, seçilmiş biri pek çok kişiye göre. O sebeple sevenleri sürekli arıtıyor. Onu anlamak için yıllar geçmesi lazım diyenler oldukça çok. Asker dehası, liderliği, kararlılığı, kişiliği, saltanatı elinin tersi ile itmesi, ileri görüşü hep konuşuldu durdu. Devrimleri, kadının her zaman yanında olması, sanayi ve tarım mücadelesi, bilim yolundan gitmesi onun özellikleri idi. Karşısına her zaman din konuldu, dinle vurmak kolayına kaçtılar. Onu anlamak için, hiç bir lidere bir yıldan fazla gözyaşı dökmemek işaret değil miydi oysa?

Neden Mustafa Kemal Kitap Yorumu 

Sevim Hamdi Alp, bir soru sormuş; neden Mustafa Kemal, neden Mustafa Kemal Atatürk değil? Kitap, ikiye ayrılmış. Daha çok ilk devir tabir ettiği, Atatürk olmadan önceki Mustafa Kemal'i sentezliyor. Mustafa Kemal'in yaptıkları ile akışı başlatan Sevim Hamdi Alp, ilerleyen sayfalarda dışarıdan gelen sorularla okuyucuya birikimler aktarıyor. Atatürk kitapları her zaman dikkat toplamıştır, Neden Mustafa Kemal farklı bakışı ile okumaya değer. Yokluktan varlığa, kulluktan yurttaşlık bilincine geçiş süreçlerinde Mustafa Kemal değerinin nasıl bina edildiğini dile getiren yazar, iki ayrı Mustafa Kemal'i başarılı anlatımla ve doğru gözlemle okuyucu karşısına çıkarıyor.

Sevim Hamdi Alp hakkında 

Tekirdağ 1929 doğumlu Sevim Hamdi Alp, Istıranca Sarısı, Istırancalar Sevdası, Istıranca'nın Kollarında Ergene'den isimli diğer kitaplara da imza atmıştır. Yazar, 2008 yılında aramızdan ayrıldı.

 Mustafa Kemal'le 1000 Gün, Nezihe Araz, Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Yurdakul Yurdakul, Atatürk Kitapları,

Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar Kitabı

Hiç Yayınlanmamış Anılar kitabı,Anı Kitapları, Anı, Yurdakul Yurdakul Kitabı, Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Tarih Kitapları. 

,

Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar kitabı Cemal Kutay'ın önsözü ile başlıyor. Mustafa Kemal Atatürk ile anısı olanların sayısı gün geçtikçe azalırken, daha önce duymadıklarımıza ulaşmak bu dönem için önemli gelişme. Peki, kitapta neler mi var? Samsun yolculuğuna hazırlık, Samsun'a geliş, Kazım Karabekir Paşa'nın ziyareti, Çankaya'da hediye edilmek istenilen ev, Topal Osman olayı, Teftiş anıları, Atatürk'ün uyarıları, Çopur Albayın terfisi, Çanakkale'yi ziyareti, yetmiş bin kişinin katıldığı dini merasim, Sırp Kralının ziyareti, Onuncu Yıl balosu ve daha pek çok anı yer alırken, Prof. Dr Yurdakul Yurdakul'un çeşitli yazarlar ve kişilerle Atatürk hakkında yaptığı yazışmaları da bulabilirsiniz bu kitapta.

Peki anılar kimlerden geliyor? Atatürk ile anılara katkıda bulunan isimler ise; Muzaffer Kılıç, Sadık Atak, Ali Fuat Cebesoy, Makbule Atadan, Sırrı Akatay, Melek Arıburun Tekçe, Ali Metin, Hikmet Ayhan Kayalı gibi isimler.

Truva Yayınları Prof. Dr Yurdakul Yurdakul kaleminden çıkan 2009 basımı kitap 240 sayfa.

Prof. Dr Yurdakul Yurdakul Kimdir?

Atatürk'ü Mutlu Eden ve Üzen Anılar, Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Mustafa kemal'den Atatürk'e isimli kitapları bulunan Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul, anı, tarih ve inceleme üzerine yazılarını kaleme almıştır.

Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar 

22 gün 22 gece devam eden Sakarya Harbi'nde Kuran okuyana saygının da yer aldığı kısa ama gerçek nice hikayeler...

Etiketler: Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Yurdakul Yurdakul Kitabı, Anı, Tarih Kitapları, Hediyeli Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar kitabı,

Mustafa Kemal'le 1000 Gün, Nezihe Araz

Yazar Nezihe Araz'ın en büyük şikayetinin insan Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatma konusunda eksik oluşumuz olduğunu anlıyoruz kitaba başladığımızda. Ona saygının bir ritüel halini aldığını, iyi niyetle yapılmış bile olsa kuşaklara farklı bakışlar sunduğu davranışların olumsuz etkisinde kalındığını ifade ediyor. Atatürk'e saygısızlığın, kin ve öfkenin duyulduğu durumlara da şahit olmuş biri olarak, "İnsan Atatürk" nedir bize anlatma çabasına giriştiği bir kitabı var karşımızda.

Kitap daha net anlatım sunmak amacıyla sadece üç yıllık bir dönemi kapsıyor. 1922 ile 1925 yılları arasında Latife hanımın ise bin günlük süreçte yaşadıkları kaleme alınmış. Onun hakkında az şey bilenler, yüzeysel bilgide kalanlar için oldukça iyi bir kaynak olacak bu kitapta, Atatürk'ü ve Latife hanımı bu sefer farklı bakış çerçevesinde okuyacaksınız.

Türkiye Cumhuriyeti İlk Cumhurbaşkanı eşi olarak tarihte yer edinmiş Latife hanımefendi hakkında yazılmış en kapsamlı kitap olan Mustafa Kemal'le 1000 Gün kitabını bir solukta okuyacak, o dönemin esintileri ile buluşacaksınız.

Apa Ofset Basımı, 1993 yılında kaleme alınmış eser,  233 sayfadır.

Etiketler: Mustafa Kemal'le 1000 Gün, Mustafa Kemal'le 1000 Gün Kitabı, Nezihe Araz, Latife Hanım, Tarihi Kitaplar, Kısa Hikayeler, Araştırma,